Bir zamanlar bir yerlerde olmuş bitmiş bir şey, geriye kesinlikle kimi izler bırakmıştır. Yapılacak olan, bu izleri bulmak ve onları okumayı öğrenmektir.
Bilimin inanca ters düştüğü yolundaki, bilime bugüne kadar musallat olmuş kötü şöhretin, aslında dinsel otoritelerin ve kurumların Tanrıyı ispat etmek için izledikleri yanlış yolun bir sonucu olduğu apaçık ortadadır.
Güneş sistemimizi bakterilerle kirletip kirletmediğimiz sorusuna bu bildiğimiz ve henüz bilmediğimiz başka etmenlerden ötürü kesin bir yanıt verebilecek durumda değiliz.
dinlerin ileri sürdükleri gibi evrenin bir yaratıcısı varsa, bu yaratıcının varlığıyla, sözgelimi moleküler biyolojisinin yeryüzünde belirli bir aşamada ulaşmış olduğu gelişmişlik durumu arasına en ufak bir ilinti olabilir mi? Öte yandan herhangi bir bilim adamı tanrıtanımaz bir tavrı benimsiyorsa bu da onun bileceği iştir ve onun tartışılmaz haklarından biridir. Çünkü kimsenin elinde onu bilimsel yönden çürütecek bir kanıt bulunmamaktadır.
evren neredeyse on milyarıncı doğum gününü kutlamak üzereyken, gezegenimiz de iki milyar yıl yaşlanmıştı bile. Gerçekte ölçülmesi bile olanaksız bu upuzun zaman aralığı içinde kimyasal evrimin eleğinden süzülen aminoasitler, pürinler, şeker ve porfirinler Dünya yüzünde birbirleriyle kimyasal tepkimelere girmeye başlamışlardı. Bir başka deyişle hayatın en genel anlamda ortaya çıkmak üzere olduğu bu aşamada, gelişmenin ansızın durmayıp yoluna devam etmiş olması gerçeğini anlayabilmek için , hayatın olmasını isteyen doğaüstü bir güç burada işe müdahele etmiştir, demek yerine, evren tarihinin o ana kadar uzanagelen anlattığımız dilimini kavramamız yetecektir.Cansız doğanın canlıya doğru evriminde daha doğrusu evrimin tam da bu iki basamağının ortasında, doğa üstü bir gücün müdahalesine bel bağlamanın hiçbir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır.
Giordano Bruno, Güneşimizin ölçülmez bir büyüklükteki bir uzayın içinde yer alan sayısız yıldızdan yalnızca biri olduğunu ileri sürerek insan bilincini derinden sarsıcı temel görüşü ortaya atmasının faturasını, odun yığınları üzerinde yakılarak ödemişti...
Güneş Sistemi nasıl doğdu? Bugün bu soruya bir yanıt bulmaya çalışan tam 30 (evet yazıyla otuz!) kuram bulunmaktadır. Salt bu sayı bile bu konudaki çaresizliğin apaçık bir belirtisidir.